Bayraksızlar,Bayraksızlar,Yere Düşse Bayraksızlar,Nerden Bilsin Kıymetini Kitapsızlar,BAYRAKSIZLAR...
  Batı Medeniyetsizliği
 

   

HOLLANDA’DA KUR’AN YASAKLANSIN! 

09.09.2007 - Hollanda'da aşırı sağ görüşleriyle tanınan Özgürlük Partisi'nin lideri Geert Wilders, De Volkskrant gazetesinde yayımlanan yazısında, saldırı ve düşmanlığı öne çıkardığını ileri sürdüğü, Müslümanların kutsal kitabının, ülkenin hukuk sistemiyle bağdaşmadığını savundu.

GEERT WİLDERS: DERDİM MÜSLÜMANLARLA DEĞİL İSLAM’LA

11.11.2010 - Hollanda’nın İslam karşıtı siyasetçisi Geert Wilders Der Spiegel’e verdiği röportajda ülkesindeki İslam tartışmalarından, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyeliğine kadar birçok konudaki skandal yaratan görüşlerini bir kez daha ortaya koydu. Wilders, “Benim derdim Müslümanlarla değil İslam’la” dedi. Alman Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi’nin lideri Horst Seehofer’in “Daha fazla Türk ve Arap göçmen istemiyoruz” sözlerini hatırlatan Wilders, “Ben aynı şeyi Hollanda’da söylesem, hakkımda dava açılırdı” dedi.

“Tamamını okumadım ama Kuran’daki Yahudi karşıtı kısımlar Kavgam’dakinden fazladır” cevabını veren Wilders, Hollanda’da Kavgam’ın yasaklandığını, eğer ülkedeki solcular tutarlı olsa Kuran’ın da yasaklanacağını öne sürdü. İncil’de yer alan “Onların kralı olmamı istemeyen düşmanlarımı buraya getirin ve benim önümde öldürün” cümlesinin Kuran’dan bir ayet olduğunu zanneden Wilders, böylece her iki dinle ilgili bilgilerinin yetersizliğini de ortaya koymuş oldu.

 

HOLLANDA'DA TÜRK SENATÖRE BASKI SÜRÜYOR

11.09.2007 - Hollanda'da Sosyalist Parti tercihli oylarla senatörlüğe seçilen üyelerinden Türk kökenli Düzgün Yıldırım'dan senatörlüğünü 24 Ağustos'a kadar iade etmesini istedi.Parti Genel Sekreteri Hans van Heijningen imzasıyla Düzgün Yıldırım'a gönderilen mektupta, senatörlüğü 24 Ağustosa kadar iade etmesi istendi. Mektupta, Yıldırım'ın senatörlük görevini bırakmadığı takdirde partiden atılacağı bildirildi.Hollanda Parlamentosu'nun ikinci kanadını oluşturan 75 üyeli senatonun ilk Türk kökenli üyesi olan Düzgün Yıldırım, partiden atılsa da senatoda tek başına siyasi çalışmasını sürdürmeyi planlıyor.

 

TÜRKİYE İMAJINI GÜZELLEŞTİREN TARİH KİTABI; TARİH OLDU

25.09.2007 - Yunanistan'da, ilköğretim 6. sınıfında okuyan çocuklar için hazırlanan Türkiye ve Türkler'in imajını güzelleştiren yeni tarih kitabı, kilisenin ve aşırı sağcı Laos Partisi'nin baskısıyla okullara dağıtılmaktan vazgeçildi. Kitapta, Anadolu'da 1922 savaşından bu yana olaylar daha objektif şekilde sunulmaktaydı ve aynı zamanda İzmir'i Yunalılar'ın terk etmesi konusu milliyetçi bakıştan uzak bir şekilde hazırlanmıştı. Mesela kitapta yer alan, "İzmir Limanı'nda binlerce insan toplanıp, şehri terk etmeye çalışmaktaydı" ibaresi, milliyetçiler tarafından "Türkler'in barbarca davranışları ve baskıları sonucu Yunanlılar şehri terk etti" ifadesiyle yer alması isteniyordu. Yunan milliyetçiler, kitapta Mustafa Kemal Atatürk için "Türkler'in bağımsızlık savaşının lideri" ibaresine de tepki göstermişlerdi.

 

'FRANSA DA RUANDA'DA HATALAR YAPTI'

03.10.2007 - Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner, Fransa'nın Ruanda'da hatalar yaptığını kabul etti. Kouchner "Siyasi hatalar yapıldı, siyasi analizler yapıldı, ancak Fransız ordusunun katliama en ufak bir katılımı olduğunu hiç söylemedim ve söylemeyeceğim. Fransa ve özellikle de Fransız ordusu soykırımın suçlusu değildir. Gözlerimizin önünde, ekranlarda bir soykırım yapıldı ve biz hiçbir şey yapmadık" dedi.

 

'ABD MAHKUMLARA İŞKENCE YAPIYOR'

12 Ekim 2007 - Nobel Barış Ödüllü eski ABD Başkanı Carter, yönetimi sarsacak iddialarda bulundu. Bush yönetiminin insan hakları hakkında kendine özgü bir tanımı olduğunu ve mahkûmlara işkence yapıldığını söyledi.
Eski ABD Başkanı Jimmy Carter, Amerikan CNN televizyonuna verdiği röportajda ülkesinin işkence yaptığını ileri sürdü. Bugüne kadar ABD Başkanı George W. Bush'un iddia ettiğinin tersine Amerika'nın işkenceyi sık sık kullandığını belirten Carter, "Ülkemiz kuruluşundan bu yana ilk kez insan haklarının en temel prensiplerini ihlal ediyor. Ebu Garib ya da Guantanamo'da tutuklu bulunanlar Cenevre Konvansiyonu'ndan yararlanmıyor. Zaten tutuklulara artık neden suçlu bulunduklarını söylemiyoruz, kendilerini savunma hakkı tanımıyoruz. Başkan Bush insan haklarını kendine göre baştan tanımladı" diye konuştu.

 

BATI TRAKYA'DA TÜRKLERE SEÇİM OYUNU

18.09.2007 - Türklerin bağımsız olarak meclise girmesini önlemek amacıyla yapılan yasa değişikliği ile Yunanistan genelinde yüzde 3'lük seçim barajı getirilmişti. Kasım 1990'da çıkarılan seçim kanunu, ülke genelinde bütün siyasi partiler ve bağımsız adayları kapsıyor.Getirilen seçim barajıyla milletvekili adayı, Yunanistan'ın tüm oylarının en az yüzde 3'ünü alması gerekiyor. Bu ise yaklaşık olarak 250 bin oya tekabül ediyor ki bunu da bugün veya yakın gelecekte, seçmen sayısının 75 bin olmasından, Batı Trakya Türkleri'nin aşması mümkün değil. Bu durumda meclise bağımsız giremeyecek Türk adaylar, iki güçlü parti PASOK veya YDP'den adaylıklarını koyacak.

Yunan siyasi partilerine oy veren Batı Trakya Türkleri, mevcut meselelerden hiçbirinin halledilememesi üzerine 1989 yılından itibaren kendi bağımsız adaylarını Yunan Parlamentosu'na gönderme mücadelesi içine girdi. Soydaşlarımızın amaçları ise, Avrupa Topluluğu'nun en geri kalmış bölgesi olan Batı Trakya'nın meselelerini Yunan Parlamentosu'nda dile getirerek çözüm aramak. Yunan yönetiminin baskı ve ayak oyunlarına rağmen, 8 Nisan 1990'da yapılan genel seçimlerde Dr. Sadık Ahmet Gümülcine'den ve Ahmet Faikoğlu da İskeçe'den bağımsız milletvekilleri olarak Yunan Parlamentosu'na girebildi. Fakat Türk azınlığının Yunan Parlamentosu'na gönderdiği bağımsız milletvekillerinin soru ve önergeleri parlamentonun gündemine alınmadı, Dr. Sadık Ahmet ile, Ahmet Faikoğlu'nun Yunan Parlamentosu'nun kapalı oturumlarına girmelerine müsaade edilmedi.

 

 

PKK'NIN ALMANYA HARAÇ BÜTÇESİ
02.11.2007 - Fransız AFP ajansı PKK’nın Almanya’daki örgütlenmesini inceledi: Alman gizli servisi BND’ye göre Almanya’da yaşayan 2.5 milyon Türk’ün 600 bini Kürt asıllı. Bunların bir kısmı PKK’ya her yıl gönüllü olarak belirli miktarlarda zaten bağış yapıyor. Ancak örgüt, diğer Kürtler’den de haraç yoluyla zorla para topluyor. 

Berlin Free Üniversitesi uzmanı Michael Pohly’e göre PKK, 4 yıl boyunca bu ülkedeki eylemlerini askıya almasının ardından son 2 yıl içerisinde Almanya’daki faaliyetlerini yeniden artırdı. 1990’ların sonu, 2000’li yılların başına örgüt ile Alman hükümeti arasında gizli bir anlaşmaya varıldığı, bu anlaşma gereğince PKK’nın ülke içinde eylem yapmaması karşılığında burada barınmasına izin verildiği iddiaları gündeme gelmişti. Pohly’e göre PKK burada yaşayan Türkler’den “koruma” adı altında yıllık maaşlarının 12’de birini talep ediyor.

Bremen polis sözcüsü Holger Muench, “PKK ve uyuşturucu tacirleri arasındaki bağ uzun süredir araştırılıyor” diyor.

 

PKK,ALMANYA'YI HARACA BAĞLAMIŞ

01.11.2007 - Almanya iç istihbarat kurumu BfV'nin sözcüsü, PKK tarafından yapılan şantaja boyun ederek zorla para verdiğini ifade etti. İsminin açıklanmasını istemeyen sözcü, "PKK bu şekilde her sene milyonlarca euro topluyor" dedi. Almanya'da Türk asıllı milletvekili Cem Özdemir, Türk istihbaratına göre PKK her sene 300 milyon euro topluyor.Almanya, 1993'te Türk ve Alman iş yerlerinin yakıldığı saldırılardan sonra PKK'yı yasaklamıştı

 

PKK'YA BAĞLI 189 DERNEK VAR
Almanya’nın PKK’ya 1993’te koyduğu yasağına rağmen, örgüt Düsseldorf’taki Kürt Dernekleri Federasyonu güdümündeki 189 oluşum (Dernek, halk merkezi, kültür merkezi, dayanışma merkezi, enformasyon merkezi vs.) vasıtasıyla çalışmasını yürütüyor. PKK’nın yayın organı Özgür Gündem Gazetesi 1995’ten bu yana Frankfurt’ta basılıyor. Almanya’da PKK’ya bağlı 13 dergi ve yerel gazete bulunuyor.

 

PKK'NIN ELİNDEKİ ABD SİLAHLARI YENİ DEĞİL

AFP’ye bilgi veren Türk istihbarat kaynaklarına göre PKK yılda 430 milyon dolar yardım ve haraç topluyor. Bunun 22 milyon dolarını karaborsadan silah alımında, geri kalanını ise diğer örgüt faaliyetlerinde kullanıyorlar. Nisan ayında Bavyera eyaletinde polis tarafından düzenlenen baskında 32 PKK üyesinin yanısıra 16 bin euro da para ele geçirilmişti. İstihbarat servislerinin tahminlerine göre Almanya’da 11 bin 500 PKK’lı faaliyet gösteriyor. Bunların 1000’i Berlin’de yaşıyor

 

TAŞNAK'IN SEVR ÖZLEMİ

09.09.2007 - Erivan'da koalisyon ortağı aşırı milliyetçi Taşnak Siyasi Direktörü Kiro Manoyan, önceki gün Erivan'da düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin bağımsızlığını kazandığı günden bu yana Ermenistan'la diplomatik ilişki kurmayı reddederek düşmanca bir tutum sergilediğini ileri sürdü. Manoyan, "Halbuki Sevr ilkelerine bağlı kalarak ilişkileri normalleştirmemiz mümkün. Aslında, Türkiye’de Sevr'in bir şekilde işe yarayacağının farkında" dedi.
10 Ağustos 1920'de Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında imzalanan Sevr Antlaşması Türk topraklarının parçalanmasını öngörüyordu. Hiçbir zaman uygulanamayan antlaşmanın hükümleri arasında Van, Erzurum ve Bitlis gibi kentlerin Ermenilere verilmesi de bulunuyordu.

 

TÜRKÇE KONUŞMA YASAĞI

"Kürt kökenli işçilerin de çalıştığı Tekirdağ'daki bir fabrika, işyerinde Kürtçe konuşma yasağı koydu. Fabrika müdürü, bütün işçilerin mesai saatlerinde Türkçe konuşmaları kararı aldıklarını belirterek, aksine davranışın 'işten çıkarma gerekçesi' olacağını açıkladı."Hemen söyleyelim, böyle bir olay olmadı. Yukarıdaki iki cümlelik "haberi" biz kafamızdan uydurduk. Peki, ya gerçek olsaydı neler olurdu? Tabii ki bizim demokratlar ayağa fırlar, etmedikleri lafı bırakmazlardı.
Bu olay Avrupa'da, AB'nin merkezinde oldu. Belçika'nın Flaman kesimindeki Genk bölgesinde Türklerin de çalıştığı bir firma, yabancı asıllı personeline işyerinde anadilde konuşma yasağı koydu.Mesai içinde Flamanca konuşulmamasını 'işten çıkarma gerekçesi' sayacağını açıkladı. Haber, Türk basınında da yer aldı. Kimsenin kılı kıpırdamadı. Alman okullarında Türkçe yasaklanıyor, yine kimsenin kılı kıpırdamıyor. İşte AB ve AB demokratlarının demokratlığı…

 

1.200.000 İNSAN NEDEN ÖLDÜRÜLDÜ

Irak'ta Lancet dergisi tarafından 2005 yılında yapılan araştırma sivil ölü sayısının 650 bini aştığını ortaya koymuş, Beyaz Saray bu sayının çok abartılı olduğunu belirterek dergiyi protesto etmişti. Ancak dün Los Angeles Times gazetesi tarafından İngiliz ORB araştırma şirketine yaptırılan anket geçen 2 yıl içinde olayın boyutunun çok daha dramatik hale geldiğini ortaya koydu. Araştırmaya göre, 4.5 yılı aşkın süredir devam eden savaşta Irak'taki sivil kayıpların sayısı 1 milyonu aşarak 1.2 milyona kadar dayandı. Buna göre;

Bağdat'taki her iki aileden birisi bir üyesini kaybetti.

Ülke genelinde 1 milyon hanede en az bir üye can verdi.

Sivil kayıpların yüzde 48'i vurularak öldürüldü.
Yüzde 20'si canlı bombaların hedefi oldu.

 

 
  Bugün 25 ziyaretçi (50 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol